Yatırımcıları korumak için düzenleyici çerçevenin oluşturulması önemlidir. Ancak inovasyonun da engellenmemesi gerekiyor. ABD uzun süredir kripto para ekosistemini yasal bir zemine oturtmanın yollarını arıyor, peki kripto odaklı girişimler inovasyonu baskılayıcı düzenlemeleri kabul etmek zorunda bırakılacak mı? Kripto Paralar ve Regülasyon Ekosistem o kadar hızlı büyüyor ve dönüşüyor ki, her yıl yeni bambaşka trendler oluşuyor. ICO’lar, NFT, DeFi, Metaverse ve daha onlarcası çok kısa sürede hayatımıza girdi. Böylesine şaşırtıcı inovasyon karşısında, kripto şirketleri ve düzenleyiciler büyüyen bir zorlukla karşı karşıya: güvenlik uygulamalarını yeni ürünler ve özelliklerle dengelemek. Bazı şirketlerin yaklaşımı, hızlı hareket etmek ve yeni yenilikler ortaya çıktıkça benimsemek. Müşterini Tanı (KYC) ve Kara Para Aklamayı Önleme (AML) kontrolleri gibi güvenlik süreçlerini bu yüzden bazı şirketler ikinci plana attı. Özellikle Binance, düzenleyici baskının hat safhaya ulaştığı bu yıla kadar denetim eksikliğini kullandı. Elbette büyüme rakamlarını da bu durum etkiledi. Binance’ın KYC politikaları tam doğrulama yapmayan müşterilerin günde 2 BTC’ye kadar çekim yapmasına izin veriyordu. Marj ticaret çiftleri ise 125 kata kadar kaldırıcı desteklemekteydi. Ancak borsa Birleşik Devletler Gelir İdaresi ve Adalet Bakanlığı tarafından soruşturulmaya başladığında bunları azalmak ve KYC politikalarını sıkılaştırmak zorunda kaldı. Binance o günden bu yana tüm kullanıcıları için KYC süreçlerini uyguluyor. Elbette bunun bedelini de ödüyor. Bu dönüşüm, borsanın toplam kullanıcı sayısını %3 oranında azalttı. Düzenleyici Sorunlar Binance bazı tekliflerini kaldırmak ve platformundaki kaldıracı azaltmak zorunda kalırken, diğer borsalar hala kullanıcılara aynı ürünleri sağlıyor. Fakat bazı borsalar halen özgürce bu zorunluluklara uymadan faaliyetlerini sürdürüyor. Zenfuse‘un CEO’su Yuriy Kovalev, uyumlu şirketlerin rekabet etmesine izin veren düzenlemelere ihtiyaç olduğunu söylüyor. […]
